İnsan, sosyal bir canlıdır. Geçmişten günümüze kadar baktığımızda antropolojik, arkeolojik ve sosyolojik tüm bilgiler göstermektedir ki, yalnızlık insanlar için değil. Her insan doğduğu andan itibaren, dünyaya geldiği toplulukla bağ kurmaya başlar. Kültürel ve sosyal inşası, büyümeye başladığı topluma göre şekillenir. Hayattaki birçok şey çevresinin öğretileriyle anlamlı bir hal almaya başlar. Bunun başında arkadaşlık gelmektedir. Ailemiz dışında insanlarla kurduğumuz bağ, toplumsallaşma sürecimizin önemli bir parçası halini alarak, mental sağlığımız içinde elzem bir durum oluşturmaktadır.
Nasıl Arkadaşlık Kurulur?
Arkadaşlık dediğimizde aklımıza okulda, iş yerinde ya da yaşadığımız yerde tanıştığımız insanlarla kurduğumuz iletişim gelebilir. Evet bu iletişim arkadaşlıklar için başlangıç olabilir ancak, arkadaşlık dediğimiz olgu daha derin ve çeşitlidir. Hayattaki deneyimlerimize şöyle bir göz gezdirdiğimizde de fark edebileceğimiz gibi, her iyi anlaştığımız insanla arkadaş olduğumuzu söyleyemeyiz. Çünkü arkadaşlığın alt metninde güven, saygı ve zaman vardır. Birbirine bağlı bu üç kavram aşama aşama birbirini besleyerek kuvvetli bir arkadaşlık oluşturmaktadır.
Mesela, iş yerinde tanıştığınız bir insanla sohbet edebilmeniz için bile bir süre onu tanımanız gerekir. Ve arkadaşlığın ilk basamağı olan zaman işlemeye başlar. Zamanla güvendikçe daha derin ve anlamlı sohbetler etmeye başlarız. Güvendiğimiz ve zamanımızı paylaştığımız bir insana saygı duymaya başlarız. Böylelikle arkadaşlık bağını gerçek anlamıyla kurmuş oluruz.
Arkadaşlığın Formülü Nedir?
İnsan ilişkileri matematikleştirilemeyecek kadar derin anlamlar taşımaktadır. Ancak gündelik yaşantımız içerisinde dikkat edeceğimiz birkaç basit şeyin, tüm hayatımızı değiştireceğini de biliriz. Bu yüzden ilişkilerin bazı formülleri olduğunu iddia edebiliriz. Yukarıda bahsettiğimiz zaman+güven+saygı üçlüsünün temel olmasıyla birlikte, arkadaşlıkta önemli olan başka unsurlar daha vardır. Örneğin mesafe gibi.
Evet mesafe sözcüğü hiç yakınlaşmak için uygunmuş gibi gelmiyor. Ancak biz insanlar ne kadar sosyal canlılar olursak olalım, aynı zamanda kendimize ait alanlara ihtiyaç duyan canlılarız. Kendimize ait olmasını istediğimiz özel alan, bencilce değil tam aksine kendimize olan saygımızın bir göstergesidir. Kendi güvenli, sakin ve geliştirici zamanlarımızı kapsamaktadır.
Kendi özel alanımızı kurmak ve korumak için bazı dönemler hayır cevabını vermemiz gerekir. Böylelikle sadece başkaları için yaşamayalım. Elbette bu alana tüm insanlar ihtiyaç duyarlar. Bundan kaynaklı tüm insanlar hayır cevabını verebilirler. İşte sağlam bir arkadaşlığı kurmak ve yürütmek istediğimizde mesafe kuralına dikkat etmemiz gerekir. Böylece sınırsızlıklar içerisinde kaybolmadan, karşımızdakiyle anlamsız kırgınlıklar biriktirmeden arkadaşlık kurabiliriz.
